GALATASARAY’DAN NE UMDUK ? NE BULDUK…?

Futbolseverler olarak hepimizin sezon başından itibaren yapılan transferlere ve kurulan kadrolara bir yorumu vardı. Galatasaray için, 2019-2020 Sezonunun en iyi kadrosunu kurdu, yedek kulübesini de zenginleştirdi derken ilk 11’de oynamasını düşündüğü futbolculardan Fatih Terim, hem  istediği verimi alamadı hem de sakatlıklar takımın peşini bırakmadı (zaten yapılan son dakika transferleri ile Fatih Terim’in ve Galatasaray’ın eli daha yeni güçlenmişti).

Hazırlık maçları, sezonun ilk haftaları derken sarı kırmızılılar için artık Terim’in “ benim de bir hayalim var ” dediği Avrupa Arena’sında yarış başlamıştı.

Sezona farklı umutlarla başlayıp 11. Haftada sadece 19 puan toplayarak averajla 6. Sırada bulunan sarı kırmızılılar, Şampiyonlar Ligi’nde ise 1 puan alarak son sırada bulunuyor. İlk yarının sonuna yaklaşırken durumlar hâlâ iyiye gitmeyince; Fatih Terim formsuz mu ? Oyuncular, taşıdıkları formaların sorumluluğunun neden hala farkında değil? gibi sorular ise hala konuşulan konular arasında…

Sarı kırmızılılar hâlâ karma, takım olma sürecini tamamlayamamış.

Birbirini tamamlayan – takım halinde oynayan bir Galatasaray’ı görmekse hala mümkün değil!

Artık ligde 11. Hafta biterken ve Devler Ligi’nde ise grup maçlarında son haftalara gelirken Galatasaray hâlâ  ne istediği oyunu oynayabilmekte ne de Fatih Terim istediği oyuncu grubuyla maça çıkabilmekte…

Ya Fatih Terim oyunu futbolculara geçmiyor ya da  Terim kendisini işine tam veremiyor.

GALATASARAY NEDEN KAYBEDİYOR?

  • Basit gol vuruşları yapamaz isen,
  • kanatların iş yapmazsa,
  • rakibin bile ummadığı kadar pozisyon verip gol yersen
  •  Galatasaray’da olsan kaybedersin.

PEKİ SORUN OYUNCU GRUBU MU? OYNATILMAYA ÇALIŞAN OYUN MU?

Galatasaray’da sezon başından itibaren ciddi bir bunalım var ve halen artarak devam etmekte.

Fatih Terimli Galatasaray’ın 2011-2012 Sezonu itibariyle oynadığı oyun ve oyuncu grubuna bakarak bu sorunun cevabını verecek olursak:

Terim 2011-12 Sezonunda kurduğu takım ile birlikte, takımda lider bir defansın – ofansif oynayabilen beklerin ve top tekniği daha yüksek, pas oyununa daha yatkın kanat oyuncuları ile her zaman hücum futbolunu biz futbolseverlere benimseten oyun yapısıyla sahadaydılar.

Şimdi sorumuza gelecek olursak, 2011-2012, 2012-13, 2017-18, 2018-2019 Sezonlarında tecrübeli teknik adamın oynatmak istediği( yukarıda belirttiğim oyuncu grubu ile) oyunu benimseyen bir oyuncu grubuna sahipti.

Galatasaray’da geriye dönüp baktığımız 2019-2020 Sezonunda; Lider bir stoper ( Ujfalusi, Gökhan Zan, Maicon ), oyun kilitlendiğinde oyunu her iki yöne yayabilen uzun paslar ile takımı atağa çıkarabilen hem ofansif hem de defansif bir orta saha ikilisi ( Melo-Selçuk, Fernando gibi), duran top organizasyonlarında topun başına geçtiğinde rakibi ürküten oyuncuları ( Selçuk -Drogba – Sneijder), ofansif oynayabilen bek oyuncuları ( Eboue- Riera, Linnes- Mariano ikilileri gibi, Mariano- Nagatomo ikilisi ise 2018-2019 sezonunda bunu başarmışlardı), oyunu hareketli tutan hızlı kanat oyuncuları, top tekniği daha yüksek, pas oyununa daha yatkın kanat oyuncuları, hatta Hamit defansa ve orta sahaya da yardımcı olabilen defansif bir kanat oyuncusu olarak da göze çarpıyordu. ( Engin -Emre Ç., Hamit – Sneijder, Rodrigues ( Yasin) – Feghouli, Feghouli – Onyekuru ) ve en önemlisi ise FORVET’te, arkası dönük oynayabilen hem bitirici hem de ayağında top tutabilen (Elmander – Necati, Burak – Drogba, Gomis) oyuncu grubunun eksikliği, Galatasaray’da alışılagelmiş Fatih Terim oyununu izleyememe sebeplerimiz arasındalar.

2012-2013, 2017-2018 ve 2018-2019

2019-2020 Sezonunda Terim’in takımında, bekleneni veremeyen pas tercihlerinde hata yapan, hatalı duruşları bulunan ve kolay çalım yiyen savunma ikilisi Luyindama – Marcao ikilisi, geçen sezon ki oyunlarından eser kalmayan kanatlar Mariano – Nagatomo, yeniden oluşturulan orta sahada ise oyuncular sadece kendi bireysel performanslarını sergilemeye çalışmakta ve geridekilerle bir bağlantı sorunu yaşayarak topu kolayca ileriye taşıyamamakta. Hâl böyle olunca da dar alanda paslaşmalar yapmaya çalışırken rakipten her baskı yenildiğinde kilitli kalan oyunu geniş alana yayabilen bir orta sahasının olmayışı ise, beklenen hücum futbolunun yerine biz izleyicilere her defasında geri paslarda kaleci Muslera’yı görmemize sebep oluyor (Seri-Lemina-Nzonzi üçlüsü tam anlamıyla ne zaman hazır hale gelirse o zaman Galatasaray iş başı yaparak alışılmış oyununu oynayacak).

Kanattaysa alışılmış hızlı bir şekilde çalımlarla ve ayağına top bekleyen değil topa hücum eden oyuncu grubunun olmaması sarı kırmızılılarda beklenen futbolu izleyememe sebeplerimiz arasında.

Kâğıt üzerinde her ne kadar yapılan transfer ile birlikte güçlü bir kadro kurulduğu söylense de:

Fatih Terim’in 10 hafta boyunca sadece isimleri yıldız ama sahadaki performansları beklenenin çok altında olan 11’i yerine gelin bir de benim kurduğum ilk yarı bitimine kadar oynayabileceğimiz 3-5-2’li sisteme bir göz atalım.

( Sistemde Nzonzi’ye yer vermeme sebebim, Nzonzi yokken takımın daha hızlı top oynaması. Defansif anlamda her ne kadar iyi futbolcu olsa da günümüzde tek yönlü orta saha oyuncusu artık kalmadı)

11. hafta itibariyle takımda rotasyona giden Fatih Terim, Avrupa Arena’sında ağır darbe aldığı 6-0’lık Real Madrid yenilgisi sonrası, Gaziantep deplasmanında  çıktığı oyuncu grubuyla ve farklı bir sistemle, muhteşem olmasa da sahada bulunan futbolcularla doğruları oynamaya çalıştı ve taraftarında beklediği o Galatasaray mücadelesini sahaya yansıttı.

Ve yukarıda da bahsettiğim geçen senelerde de her zaman Fatih Terim’in oynatmak istediği “ çok koşan-çabuk oynayan- hücuma hem dikine hem de hızlı paslarla çıkan- topa ve oyuna hükmeden” bir Galatasaray izledik.

Maçın “yıldızı” olarak nitelendirecek olursak, sezon başında gönderilmesi planlanan Ömer Bayram, hem arkadaşlarını motive eder konumda hem de orta sahadaki mücadelesi ve çalışkanlığıyla takımın yeni transferi konumunda.

Kurduğum 11’den yola çıkacak olursak, Galatasaray koştuğu sürece ve Feghouli’de eski ritmini yakaladığında takımın tekrar orkestra şefi olur. Lemina orta sahadaki dengeyi en iyi şekilde kuran aynı zamanda Muslera’dan gelen oyunu kurma paslarını ise en iyi kullanan profildeydi ( tek eksiği maç oynama ritmini yakalayamaması). Orta sahada şu an Lemina’nın yanına N’diaye modelinde bir futbolcu gelirse Galatasaray yeniden Melo-Selçuk ikilisinin oynadığı göz dolduran futbolu izler hale gelir.

Galatasaray gerideki üç oyuncusu ve önlerindeki Lemina ile geriyi sağlama alacak aynı zamanda Andone ve Adem’e atılan uzun toplar gibi paslar atılacak. Aynı zamanda rakipten seken toplarda ise bekler ve kanatlarda bulunan futbolcular, topu yeniden alıp hızlı hücuma çıkacak. Bu sistemle, rakip takıma çok fazla kontratak fırsatı verilmemiş olacak.

Ve sarı kırmızılıların birkaç sezondur en büyük sorunu olan forvette ise Andone’nin yokluğunda, Falcao tekrar sahalara dönerse Babel ayağında top tutabilen, press yapabilen ayağına top beklemeyip topa koşan oyuncu olursa, Falcao’da bildiğimiz Falcao gibi olup bitirici forvet görevini başarırsa Galatasaray’da kötü gidişata ilk yarı bitimine kadar az da olsa dur denilmiş olacak.

Galatasaray bu kadrosu ile 3-4-3, 4-1-4-1, 4-4-2 ve 3-5-2 oynar ama asla Fatih Terim’in ısrar ettiği 4—3-3’ü oynayamaz diyerek 12. Haftada oynanacak Başakşehir maçı öncesi görüşlerimi sizlerle paylaşmak istedim.

Ben Elif ÜNAL, bir futbolsever ve spor sunucusu adayı olarak, sizlerle yaptığım araştırmaları paylaşacak olmaktan ötürü çok mutluyum.

Bir blog sayfası açmamdaki amaç; tahminlerimi, düşüncelerimle birlikte yorumlarımı özgün ve samimi bir dille sizlere aktarabilmek. Her okuyanın taraflı – tarafsız düşüncelerine dokunabilmek.

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın